EMDR Terapisi
Türkçeye Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak çevrilen EMDR (Eye Moment Desensitization and Reprocessing) terapisi, doğal afetler, istismar, erken çocukluk dönemi travmaları, kaygı bozuklukları, fobiler, performans anksiyeteleri, yas, kronik ağrılar gibi birçok problemin tedavisinde kullanılmakta olan etkin bir psikoterapi yöntemdir.
EMDR, Adaptif Bilgi İşleme Modeli’ne dayanmaktadır. Modele göre beynimiz dışardan gelen her bir anıyı koku, tat, ses ve görüntü olmak üzere 4 ayrı kanaldan kaydeder. Gelen her bir yeni anı bu anı ağına bağlanır ve öğrenme gerçekleşir. Bu öğrenme sayesinde hayatımızı sağlıklı bir biçimde sürdürebiliriz. Travmatik yaşantılar kişiler üzerinde şiddetli etki bırakan olaylardır. Bu şiddetli etki ile beraber yaşanan olay işlevsel anı ağına doğru bağlanamaz ve bu doğrultuda kişi dışarıdan gelen herhangi bir uyaran karşısında tetiklenir (Örneğin, deprem travması yaşamış bir kişinin devamlı olarak avize kontrolü yapması; yangın travması yaşamış birinin yaprak sesine irkilme reaksiyonu gösterebilmesi gibi). EMDR terapisi kişinin yaşadığı bu olumsuz yaşantılar ve tetiklenmeler noktasında doğru işlenmemiş anıların duyarsızlaştırılmasını ve yeniden işlenmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
EMDR tekniğinde yeniden işleme, terapistin danışana verdiği çift yönlü uyarım ile gerçekleşir. Türkçeye Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak geçen EMDR günümüzde işitsel ve dokunsal teknikler ile de yapılmaktadır.
En sık sorulan sorular bu yöntemin bir hipnoz olup olmadığı, ilaç eşliğinde gerçekleşip gerçekleşmediğidir. EMDR bir hipnoz yöntemi değildir. Terapide kişilere herhangi bir ilaç, elektriksel veya manyetik bir uyarım verilmez. Danışanlar seanslar sırasında uyanıktır ve terapiye aktif bir biçimde katılırlar.


